18 Ağustos 2012 Cumartesi

Yüzbaşı Tommiks - Apaçi Diablito


İlk yazımda ilk okuduğum çizgiromanlardan biri olan Apaçi Diablito ile başlamak istiyorum . Okumayı söktükten sonra o zamanlar tek okuduğum şey okulun dağıttığı Top Ali kitaplarıydı ( Cin Ali jenerasyonunu kaçırmıştım yada bizim okulda dağıtılmadı :) ) okumayı seviyordum sanırım okuma alışkanlığı insan okumayı söktüğü anda belirleniyor eğer söktükten sonra okumayı seversen devam edersin eğer sevmezsen daha sonra kazanamazsın , sürekli anı kısa romanları okumak bir müddet sonra sıkmaya başlayınca gazetelerin verdiği ek hikaye kitaplarına adım attım . Okuduğum ilk çizgiroman Selma Lagerlöf'ün Nobel ödüllü romanından uyarlanan Uçan Kaz'dı çok daha sonra romanınıda okumuştum ve harika bir öykü olduğunu belirtmeliyim. Uçan Kaz'ın renkli dünyası o kadar çok hoşuma gitmişti ki çizgiroman dünyasına ve anlatım gücüne hayran kalmıştım(tabi ki  o zamanlar böyle düşünmüyordum çocuk gözüyle belirtirsem hikaye hoşuma gitmişti :) ). Fakat bir sorun vardı elimde sadece 4 tane sayısı vardı ve dönüp dolanıp onları okuyordum artık babam da bıkıp hep aynı kitapları okumaktan bıkmadın mı bak orada başka çizgiromanlarda deyip milliyet eki serisi olan Tommiksleri gösterdi , onlar renksiz ondan okuyamıyorsun değil mi demişti. Aslında söylediği doğruydu renksiz olduğu için hiç ilgilenmemiştim fakat birgün ön yargımı kırıp bir tane sayısını elime aldım işte o andan sonra bir daha çizgiromanı elimden bırakamadım.

Nasıl bir şekilde etkilendiğimi tarif edemem ,heyecan aksiyon beni normal dünyadan alıp götürmüştü , fumettilerin sevdiğim tarafı budur ortasından bir yerden başlasanda konuyu takip edebiliyorsun aksiyon seni eline aldıktan sonra öncesini sorgulamıyorsun işte Apaçi Diablito da böyle bir hikayedir ne Tommiks'i ne Konyakçıyı nede Doktoru tanımadan rancerlerin ne olduğunu bilmeden hikayeye daldım. Çok daha sonralar Yüzbaşı Tommiks'in orjinalinde Captain Miki olduğunu ve hikaye Amerikada geçmesine rağmen İtalyanlar tarafından yazıldığını öğrendim belkide ileri yaşlarda bunları bilerek ele alsaydım bu nasıl bir garabet deyip hiç elime almazdım iyiki bilmiyormuşum :).
Şimdi esas kısıma hikayeye geçelim.

Apaçi Diablito hikayesi kaç sayfa tutuyor bilmiyorum ama benim okuduğum Milliyet eklerinde 2.5 sayı sürüyordu yani Fumetti standartlarında uzun sayılır bu muhteşem öykü Yüzbaşı Tom'un Konyakçı ile birlikte Suzi'nin kanaryaları için ot toplamaya çıkmasıyla başlar , yolda yerliler tarafından soyulmuş bir göçebe ailesi ie karşılaşırlar , suçluların civardaki en yakın apaçi köyü olan beyazlarla dost Parlak Ok kabilesinden olma olasılığı yüksektir ve Tom ve Konyakçı köye gelir gelmez suçluyu bulurlar , suçunu inkâr eden Uzun El, Tom'u duelloya davet eder . Duelloyu tabiki kahramanımız kazanır ve utanç içindeki Uzun El muhteşem yeminini eder "Parlak Ok kabilesinde yaşayan Uzun El öldü bundan sonra adım Diablito civardaki bütün beyazları kovucağıma yemin ediyorum ." ve böylece hikaye gerçektende başlamış olur Diablito civardaki yurtsuz yerlileri toplayıp beyazlara savaş başlatır fakat hikayenin tek kötü adamı Diablito değildir ,Yüzbaşıyı öldürmek için Diablito'nun düzenlediği suikast başarısızlığa uğrar ama Albay Brawn ağır bir şekilde yaralanır yerine atanan Albay Macperson ise en az Diablito kadar delidir ve bütün yerlilere savaş açmayı planlıyordur.

Hikayenin genel hatları bu şekildedir , özellikle albay Macperson'un gelişiyle hikayenin farklı bir boyut kazanması bunu diğer Tommiks hikayelerinden ayırır , yerlilerin beyazları topraklarından atmak istemesi , beyazların yerlilere beslediği önyargılar güzel işleniyor ayrıca Yüzbaşı Tommiks'e bu hikaye sayesinde hayran oluyorsunuz Doktor ve Konyakçıyı koca bir kabileden kurtarışı , bir avuç kişiyle Kulver Kalesini Diablito ve adamlarına karşı savunuşu , gerektiğinde Alby Macperson'a kafa tutuşu ve iki aileyi kurtarmak için çıktığı ölüm görevi.

Son görüşüm Apaçi Diablito Western türündeki Fumettiler içinde çok iyi ve kaliteli bir hikaye hiç karakteri tanımadan bile hikayeye girmenizi sağlıyor bu yüzden herkez için iyi bir başlangıç olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder