25 Eylül 2012 Salı

Red Son


 Karşınızda Anne Rusyanın kızıl evladı Superman , kriptonun son evladı eğer Amerika yerine Sovyet Rusyada bir çiftliğe düşseydi ne olurdu sorusunun cevabını bu hayali öyküde görüyoruz. Elseword yayını olarak çıkan bu öykü 2003 yılında  Mark Millar  tarafından yazılıp Dave Johnson ve Kilian Plunkett tarafından çizildi. Öncelikle bilmeyenler için Elseworld yayınları DC kahramanlarının normal akışları dışında tamamen farklı şekilde hayal edildikleri öykülerdir , bu üç bölümlük öyküde aynı şekilde hareket eder.
Hikayeye gelirsek birinci bölümde ikinci dünya savaşı sonrasında gelişen soğuk savaş ortamında , Sovyet Rusyadan gelen bir haber bütün dünyada şok etkisi yaratmıştır , uzaydan gelen bir kapsül  Rusyada bir ailenin çiftliğine düşmüştür , kapsül içindeki çocuk bir insan gibi yıllarca yaşadıktan sonra güçlerini rejim için kullanmaya karar vermiştir , rejimin lideri bütün rakiplerine gözdağı vermek amacıyla kızıl evladını dünyaya açıklar (Bu lider Stalinden başkası değildir). Böyle bir caydırıcı güç gören Amerika anında en parlak bilim adamı Lex Luthor'u tehdidi ortadan kaldırması için büyük yetkilerle göreve getirmiştir, böylece amansız mücade başlar.
Amerikanın bütün şüphelerine rağmen Superman gerçektende bir tehditmidir  ? özellikle Luthor'un nişanlısı gazeteci Lois Lane Metropolis şehrine düşen bir sovyet uydusunun Superman tarafından durdurulmasıyla bunları sorgulamaya başlar.
Anne Rusyada ise rejim sorunları başlamıştır Stalin'in bozulan sağlığı rejimin devamı için tehdit oluşturmaktadır , bu yüzden Stalin rejimin devamı için yerine Superman'in geçmesini istiyordur ve Amazonların yaşadığı Paradise adasıyla ittifaka girip amazon prensesi Dianayı Superman'e eş yapmak istiyordur , Stalin'in gayrimeşru oğlu Pyotr ise asla liderliğe gelemeyeceğini biliyordur bu yüzden içten içe Superman'e karşı kin duyuyordur , bir flashback'te Pyotr'ın rejime muhalif bir aileyi oğullarının gözü önünde katlettiğini görüyoruz . 
Bu arada Lex Luthor boş durmamamıştır bir klon yaratmış ve nükleer başlıklı füzeyle birlikte saldırı hazırlamıştır . İngiltere üzerinde karşılaşan iki süper güç kavgaya tutuşur , şehrin göbeğine düşen ikili halk tarafından ilginç bir tepki görürler halk klonu yuhalarken Superman'in tarafını tutar , bu arada kavgadan dolayı füze kontrolden çıkar , klon ingiliz halkının tepkisini görünce Superman'i dondurucu nefesiyle durdurup "ben Bizarro tanıştığımıza memnun oldum " deyip füzeyi yörünge dışına çıkarıp kendisinide feda ederek etkisiz hale getirir. İlk bölüm Stalin'in beklenen ölümü gerçekleşince Superman ütopyayı gerçekleştirmek için liderliğe geçmeyi kabul edip  yeni bir çağ başlamasıyla sona erer.

İkinci bölüm Luthor'un dünya dışı bir varlıkla Brainiac ile işbirliği yapıp Superman'e saldırı düzenlemesiyle başlar fakat bu çabada hüsranla sonuçlanır ve Superman Braniac'ı yenip kendi işleri için kullandığı bir bilgisayara dönüştürür. Daha sonra Superman'in artık sosyalist  rejimi sağlam temellere oturttuğunu ve Luthor'un birçok çabasını boşa çıkarttığını görüyoruz fakat rejim içinde herkez kendisine tamamen bağlı değildir özellikle kendine Batman adı veren kostümlü bir anarşist yarattığı sorunlarla rejime karşı büyük bir savaş açmıştır.
Diğer yandan Superman amazon prensesi Diana ile kurduğu ittifak ile süper güçlerini insanlık adına kullanıp diğer birçok ülkenin beğenisini kazanmıştır tabiki Amerika dışında. Luthor ise kaleye içten bir darbe vurması gerektiğini anlar bu yüzden Pyotr ve Batman ile işbirliği yapar . Batman ilk bölümde Pyotr'ın katlettiği ailenin çocuğundan başkası değildir , Pyotr'a duyduğu nefrete rağmen Superman'in daha büyük bir tehdit olduğuna karar verip bu ittifakı kabul eder. Wonder Woman'ın yem olarak kullanıldığı bu tuzakta Batman Luthor'un tasarladığı bir cihazı kullanarak Superman'i güçlerini etkisiz hâle getiren bir alana sokar.
İşler tamamen Superman'in alehine giderken Wonder Woman büyük bir fedakarlık yapıp kendisini ağır bir şekilde sakatlamak pahasına cihazı yok eder , Batman yenileceğini anlayınca Suprman'in beynini yıkadığı insanlara dönümektense ölmeyi seçip intihar eder ama ölmeden önce kendisine Pyotr'ın yardımcı olduğunu söyleyip intikamını alır , böylece Pyotr beyini yıkanıp hayatı boyunca ağır yaralanan Wonder Woman'a bakmak zorunda kalır.

Son bölümde ise aradan tekrar uzun bir zaman atlaması geçmiştir Superman'in otoriterliği artık  Amerika dışında bütün dünyaya yayılmıştır  , Bütün dünyayı Bainiac ile kurduğu bir ağ sayesinde büyük abi gibi izleyen Superman sayesinde kimse sorun çıkaramamaktadır ve bütün savaşlar sona ermiştir fakat bu aşırı otoriterlik artık tepki yaratmaya başlamıştır en başta Wonder Women ve amozonlar eski ittifakı bozmuşlardır. Amerikada ise direnişin sembolü Lex Luthor başkan olmuştur ve son saldırı planını harekete geçirmiştir. Green Lantern adlı özel bir silah geliştiren Luthor albay Hal Jordan komutasında eğitimli askerlerden bu silahı kullanan bir birlik oluşturur , yeni saldırı başlar bunun üzerine Superman emrindeki Brainiac ile birlikte karşı saldırıya geçer.
Yeşil Fener birliği Superman'i zorlasada başarılı olamaz daha sonra amazonlarda Superman'i durdurmaya çalışırlar fakat onlarda başarılı olamaz , Superman ve Brainiac beyaz sarayın kapısına dayandıklarında Amerika bütün kozlarını oynamış ama etkili olamamışlardır , Superman'in karşısına ise son olarak first lady Lois Lane Luthor çıkar ve ona Lex'in yazdığı bir notu verir. Notu okuyan Superman bir anda dizleri üstüne çöker ve Brainiac'a durmasını emreder birkaç cümle bütün azmini yıkmaya yeter.

Notta yazansa şudur: "Neden bütün dünyayı bir şişeye koymuyorsun Superman ?".
Notu okuyunca yaratmaya çalıştığı ütopyanın aslında insanları sadece daha fazla zincirlediğini anlayan Superman en sonunda durur fakat Brainiac'ın durmaya niyeti yoktur . Luthor'un Brainiac'ı içeriden vurması sayesinde Superman kendisinide feda ederek Brainiac'ı atmosferin dışına çıkarır ve birlikte yok olurlar. Superman'in yok olmasıyla hükümranlığıda sona erer ve Luthorism adında  yeni bir akım doğar. Hikayenin sonlarında ise Superman'in patlamada yok olmadığını görüyoruz daha sonrası ise ileri zaman atlamaları göstererek kafalarda çok farklı soru işaretleri bırakarak sona erer.

Amerikanın sembol kahramanına böyle farklı bir açıdan bakmak gerçektenden ilginç bir deneyim , Millar'ın kendi ağzından hikayeyi nasıl oluşturduğunu aktarıyorum:
"Red Son , altı yaşında okuduğum Superman #300 sayısında kafamda oluşan düşüncelere göre oluştu. Superman #300 hayali bir öyküydü eğer Superman'in roketi Amerika ve Rusya arasındaki tarafsız uluslar arası sulara düşseydi rokete ulaşma yarışı üzerineydi. Soğuk savaşın gölgesinde büyüyen bir çocuk olarak Rusların bebeğe önce ulaşması fikri bana ilginç gelmişti."
Daha sonra Millar bu fikri geliştirerek roketi Sovyet topraklarına indirerek rejimin savunucusu haline getirmiş ve diğer DC karakterlerinide kullanarak bu güzel hikayeye imza atmış oldu.
Hikayeye söyleyecek bir lafım yok mükemmel kurgulanmış ilk bölümdeki Bizarro Superman karşılaşması , Bizarronun şimdiye kadarki en sempatik görünüşü (Bizarroyu herzaman sempatik bulmuşumdur) kendini feda ederkenki söylediği birkaç kelime bile unutulmaz bir şekilde kalplere dokunuyor, ikinci bölümdeki anarşist Batman ile savaş (Batman her zamanki gibi karizmasıyla parlıyor) ve son bölümde Superman'in notu okuyup ağlaması unutulmaz süper anlar. Tabi böyle bir hikayenin soğuk savaş döneminde yazılması pekte beklenemez , aslında sosyalizmi ne tamamen övüyor nede tamamen yeriyor fakat Stalin gibi figürleri kullanmak gerçektende cesaret işi. Birde artwork kısımına gelirsek gerçektende çok parlak işler görüyoruz.
Özellikle Superman'in ve Wonder Woman'ın kızıl üniformaları ve anarşist Batman'in kostümü harika , Bizarronun farklı şeklide hoşuma gitti hep bu şekilde görmeyi isterdim ama o zamanda sempatiklikten pek kötü gibide durmazdı :) .  Nedense Brainiac ve Yeşil Fener birliğinin tasarımlarına pekte uğraş verilmemiş onlarada biraz farklı bir görüntüde olsaydı daha güzel olurdu , şöyle kızıl tonlarının hakim olduğu bir Brainiac ve daha fazla Amerikan sembolleriyle bezenmiş bir yeşil fener kostümü daha iyi olablirdi.

Hikaye ana temasıyla ve farklı fikirleriyle okunmayı hak ediyor ayrıca okunuşuda oldukça rahat , kesinlikle en iyi Superman öyküleri listesine girecek kadar iyi bu yüzden herkeze tavsiye ederim.Son olarak çizgiromandaki o muhteşem empire resminide paylaşıyorum.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder