19 Ocak 2013 Cumartesi

Marvel İç savaş'ta (Civil War) bana sorunlu gelen kısımlar - 2



 Front Line dizisindeki sorunlar

Front Line direk olarak bu event için çıkarılmış bir mini seri , büyük ölçüde savaş sırasında arkaplanda gelişen olayları gösteriyor ve iç savaş ile en fazla birbiriyle bağlı olan seri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim bu yüzden belkide event'ın en sorunlu serilerinden biriside bu oluyor. Her sayı belirli birkaç kişinin  başından geçen  olayları gösteriyor, iki tane sıkıcı gazetecinin savaş gözlemleri , New Warriors grubunun patlamadan sağ kurtulan üyesi Speedball'un yaşadıkları ve Norman Ozborn ve etrafında gelişen Atlantislilerin de bulaştığı bir hikaye. Norman 'ın etrafında gelişenlerle pekte ilgilenmedim , ona ne olduğu hakkında fikrim yok Örümceğin o kısımlarını okumadım daha , gazetecilerin gözlemleri ise tam skandal . Sürekli tuhaf tuhaf pekte ünlü olmayan kahramanlar gösteriliyor hele bir tanesi çok ilginç. Prodigy adlı bir kahraman sarhoş bir şekilde bir binanın tepesine çıkmış sanki intihar şovu yapıyor gibi yasa hakkında bağırıp çağırıyor , sonra Ironman geliyor ve bu müthiş kahraman Prodigy  ,Stark'ı ihanetle suçlayıp ajitasyon yapıyor , sen paranla malikanende keyif yapıcaksın ama benim ailem savunmasız kalacak falan (sen önce kendini kurtar :) ) , iyide arkadaş sen kimsin yahu  hangi yayında varsın ne kahramanlık yaptın gizli kimliğin ne ,cidden bu adamın gizli kimliğini bilen var mı? nedir bu kahramanlığa devam etme tutkusu , eğer halk senden bunu istiyorsa ve sana zor geliyorsa o zaman kostümünü as hayatına devam et , kaldıki hükümet zaten kimliğini halka açıklamayacak neden karşı çıkıyorsun ?  Bir başka sayıda kadın gazeteci gözleri bağlı şekilde bir yere götürülüp bir takım kaçak kahramanla röportaj yapıyor . Yine kim bu adamlar diyeceğiniz tuhaf tanınmamış tipler , bir tek içlerinde en tuhaf görünümlüsünü typeface'i bir Örümcek hikayesinde gördüm , işin komik tarafı typeface'in kimliği zaten biliniyormuş gazeteci neden kayıt olmuyorsun diye sorduğunda verdiği cevap , "çünkü ben özgürlük için savaşıyorum   bu yasa insan haklarına aykırı "zırvalığı . Diğer tuhaf kostümlülerde aynı şeyleri zırvalıyor. Sonra kadın gazeteci sokakta iki kahramanın kavgasını gözlüyor , bir tanesi yasa karşıtı aptal bir kostümle görünen Thunderclap diğeri yasa tarafında basit kapşonlu bir kostüm ile Bantam (Kim bu adamlar yahu :) ). İki kahraman birbiriyle dövüşüp kendi tarafının haklılığını savunurken , Thunderclap tuhaf kostümündeki silahı kullanıp ses dalgası yaratarak Bantam'ı savurur fakat Bantam dalganın etkisiyle bir benzin tankerine çarpıp patlaması sonucu feci şekilde yanarak can verir. Thunderclap şok olup böyle olmasını istemezdim deyip ağlamaya başlar. Evet ilk kanı kayıt dışılar akıtmıştır peki bundan kimsenin haberi var mı? Ölen Bantam hakkında birşeyler konuşuldu mu?  Bir dakika Bantam kim yahu?Anlaşıldı zaten üzerine konuşulmaya değer biri bile değil o zaman bunları göstermenin anlamı ne? Birde size ilginç bir devamlılık hatası göstermeliyim , bazen yayınlar birbirinin çalışmalarından bihaber durumda işte Goliath'ın ölümü:

Bu ana serideki Goliath'ın Clor tarafından göğsünü delip geçen yldırımla öldürülüşü , birde frontline'da nasıl gösterildiğine bakın:


Clor Goliath'ın beynini kızartıyor, ilginç öbüründe farklı görmüştük acaba şirkette çizerlerin birbirinin ne çizdiğinden haberi var mı?

Son olarak Speedball'dan bahsedip frontline'ı kapatalım. Speedball ağır yaralı şekilde güçlerini kaybetmiş bir durumda bulunup hapse tıkılıyor. Tam bir günah keçisi haline getiriliyor , She-Hulk kayıt altına alınıp yargılanması için çabalıyor ama Speedball suçlamaları kabul etmiyor gerçek katilin Nitro olduğunu ve günah keçisi haline getrilmesine isyan ediyor. Ultra badass kahramanımız Wolverine Nitro'yu adalete teslim etmediği için vebalini Speedball çekiyor, tamam belki New Warriors sorumsuzca bir harekette bulundu ama tüm hikaye boyunca hiçbir kahramanın sorumluluk sahibi davranış gösterdiğini görmedim ki . Hatta tüm İç savaş boyunca birtek Speedball'un kararlı duruş sergilediğini düşünüyorum hapishanede hem gardiyanlardan hemde mahkumlardan işkence gördü (Hırsız , katil, tecavüzcü gibi suçluların başkasını bebek katili diye suçlaması beni  iğrite ediyor) , dışarıdaki halk kalabalıklar halinde linç etmek istedi , hiçbir kahraman doğru düzgün destek vermedi , ailesi bile evlatlıktan red etti , mahkeme kapısında vuruldu buna rağmen dik durmayı sürdürdü helal olsun Speedball bu hertarafından dökülen öyküde tek doğru düzgün kahraman sensin ve Frontline sonunda Thunderbolt'a katıldı Norman Ozborn'un (Yeşil Cin) başında olduğu Thunderbolt'a .... hönk!
Aslında saçma sapan şekilde kötü adama dönüşen kahramanların aksine Speedball'un ki daha inandırıcı bir durum sonrasında tamda kötü olmamış falan İç savaş sonrası mevzular neyse gerisiyle ilgilenmiyorum.



Fantastic Four'un parçalanışı

Ah çocukluğumun fantastik dörtlüsü sana ne yaptılar böyle :( . Sıkı bağlarıyla çizgiroman dünyasının DC'yi bile kıskandıran örnek ailesi , Marvel'ın yapı taşı olan bu süper kahraman ailesi malesef İç savaşın üç büyük kurbanından biri oldu (Diğer ikisi Ironman ve Spiderman) . Savaş boyunca yaptıklarıyla karakterleri ciddi şekilde zedelendiğinden onlara yapılanları kabul edemiyorum. Fantastik dörtlünün savaştaki durumuna bakarsak daha ilk sayıdan itibaren tamamen savaşın göbeğinde yer alıyorlar . İlk sayıda ailenin zıpır çocuğu Humantorch Stampford olayının ertesi günü bir eğlence klübüne girerken kapıdaki kuyrukta bekleyen bazı insanlarla münakaşa yaşar , tartışma büyüyüp kavgaya dönüşür ve Humantorch hastanelik olur. Sonrasında yasa geçer , ekibin lideri Reed yasayı desteklerken karısı Susan kardeşi komaya sokulduğu halde yasaya şiddetle karşı çıkar , Ben Grimm ise çekimser konumdadır ilk çatışma anında aksiyonda görünsede ne tarafta olduğunu çözemedim. Buradan işin zıvanadan çıktığı ilk savaşa geliyorum , savaştan önce Susan, Reed'in kendini bu işe fazla kaptırmasını eleştirsede Cap. tarafının tuzağa düşürüldüğü anda  kocasının yanındadır. Herşey Clor alana girince bozulur , Goliath özellikle kocasının yarattığı canavardan dolayı ölünce Susan en sonunda patlar ve isyancıların kaçmasını sağlar. Daha sonrasında  veda mektubu bırakarak  Reed'i terk eder , çocuklarınıda bırakarak! Hadi kocasına kızmasını anladım peki çocuklarını neden bırakıyor , onların ne suçu var , çocuklarınıda alıp ülke dışına çıkması mantıklı bir tepki olabilirdi ama Sue sonrasında ne yaptı biliyormusunuz gidip isyancılara katıldı . Evet yanlış duymadınız kocasına kızan kadın çocuklarınıda yüz üstü bırakıp karşı tarafın saflarına geçer , burda ciddi bir savaş durumu anlatılıyor yani kocasıyla çatışma riski var acaba bunu düşünmedi mi ? daha doğrusu Mark Miller acaba bunu yazarken hiç düşünmedin mi? Buradan çekimser kahramanımız Ben Grimm'e dönelim , Grimm olayları hüzün içinde izlerken onun için kırılma anı bir mahkum sevkiyatı sırasında yaşanır . İki taraf yeniden çatışmaya başlar ve ortalık toz duman olur . Küçük bir çocuk karmaşadan dolayı ölünce Grimm her iki tarafada kızıp azarladıktan sonra ülkeden ayrılır. Aslında kahramanların sivil insanların hayatını tehlikeye atıp  gözü dönmüşçe birbirine saldırması rahatsız edici , gerçi hakkını yemeyim bir süper kötüde olaya bulaşıyor ölümden o sorumlu ama bu durumu değiştirmez , kahramanların birinci önceliği masumları korumaktır.  Grimm daha sonra Fransaya gider bir kafede kahve içerken bir anda kendisini bir gizli karargahta bulur . Fransanın kahramanları bir sorunla karşılaştığı için ondan yardım istemektedir. Grimm "sorun ne kahramanlar arası iç savaş mı var kimsenin birbirine güvenmediği bir ortam mı var" diye sorar , kahramanlar  ise sadece bir kötü adam yer altından, yaratıklarıyla Paris'i ele geçirmeyi planlıyor diye cevap verirler . Bunun üzerine Grimm duygulanır ve tamda eski günlerdeki gibi kimin iyi kimin kötü belli olduğu zamanlar deyip İç savaş'a lanet okur. Şimdi buraya kadarını  inceleyelim , İç savaş boyunca FF'nin yazarı Michael Straczynski , bu adamın iyi bir yazar mı yoksa kötü bir yazar mı olduğunu daha çözemedim . Bazen bir iki sayı iyi yazıyor bazen çok berbat yazıyor bu sayıda geçen Fransız kahramanları bir göstermem gerekli:



Evet karakterler tamamen DC'nin kahramanlarının parodisi anlatılan kötü adam senaryosuda gümüş çağ öykülerine atıfta bulunuyor. Burada ilginç bir durum var  Straczynski DC'ye gönderme mi yapıyor yoksa övüyor mu anlamadım , mevcut durumda basbayağı övgü var , hiç değilse DC'de iyi adamlar ve kötü adamlar bellidir , kahramanlar kahraman gibi davranır bencilce sorumsuzca hareketler yapmazlar genelde . Cidden bu sayıyı okuyunca yav bırak şu İç Savaş saçmalığını DC okumaya geri dön dedim. Ne diyebilirim ki böyle parodiye DC açısından can kurban , rakibi öyküsünde onu daha üstün gösteriyor :) . Sonrasında Humantorch Grimm'i geri döndürmeye gider ve savaşın son kısımında bir kez daha görünür ve yine ne tarafta olduğunu anlayamadım kayıt tarafındaki eski kötülerden oluşan Thunderbolt'a mı saldırıyordu yoksa sivillerimi korumaya çalışıyordu ? Ve son olarak ekibin lideri Mr. Fantastic Reed Richards'a geliyoruz . Reed Richards,  büyük bilim adamı ve Marvel evreninin en zeki adamlarından biri kabul ediliyor, ayrıca büyük bir taktik ustası. Genel olarak okuduğum eleştirilerde son zamanlarda Reed'in diğer iki özelliğinin unutulduğu , sadece bir bilim adamı olarak yansıtıldığı ve liderliğinin sürekli sorgulandığı söyleniyor , bizzat İç savaşta bu eleştirilerin haklılığına şahit oldum . Kimliği bilinen kahramanlar oldukları için ayrıca kamuoyunuda göz önüne alan Reed yasayı destekliyor ama nasıl oluyorsa ekibindekilere bir türlü kabul ettiremiyor.  Savaş boyunca Reed'i sürekli laborotuvarda görüyoruz gerçektende önderlik yaptığını göremiyoruz , bunu daha çok Tony Stark yapıyor hatta sanki onun emir eri gibi görünüyor bundan çizgiromanda Sue bile şikayetçi oluyor. Hele Clor robotu tam evlere şenlik bir durum , bu yaratık bir arkadaşlarını öldürüyor ama tekrar kullanmaktan çekinmiyorlar. Dahada beteri yakalanan kahramanları Negative Zone'a atma işinde onunda büyük ölçüde payı var. Orayı Parker'a gösterdikleri kısım Fantastic Four yayınında geçiyor , Parker gördüklerinden rahatsız olduğunda Reed ona amcasıyla ilgili bir hikaye anlatıyor. Reed'in amcası zamanında sivri fikirleri olan bir yazarmış fakat dönem Mccarthy dönemiymiş bu yüzden hareketlerinden dolayı yargılanmış ve inatçı kişiliğinden dolayı fikirlerinden taviz vermemiş sonuç olarakta içeri atılmış. Altı ay sonra hapisten çıktığında kimse iş vermemiş ailesi bile dışlamış ve kısa sürede yanlızlık içinde ölmüş. Parker'da bunu duyduğunda " Gerçektende cesur bir amcanız varmış cevabını verir" fakat Reed'in cevabı ise "Önemli noktayı atlıyorsun Peter , amcamın yaptığı yanlıştı yasalara karşı gelmemeliydi , yasa ne olursa olsun uymalıyız". Evet doğru duydunuz Reed Richards Mccarthy dönemini destekliyor , bunu okuduğuma inanamadım ve hâla da inanamıyorum. New Frontiers'ı hatırlayın tamamen Mccarthy dönemini eleştiren o harika öyküyü  hadi o türkçe basılmadı, Watchmen'i hatırlayın eski Nite Owl'un yazdığı kitapta nasılda Mccarthy döneminin kostümlü kahramanları etkilediğini anlatışını , bu kitap bunlarla benzer kalıpta olma iddiasında ve Marvel evreninin en zeki adamlarından biri Mccarthy dönemini destekliyor ! İlginç bir anektod ekleyim İç savaş boyunca FF yayınından sorumlu kişi Michael Straczynski Before Watchmen yazarlarından biri , evet yanlış duymadınız Mccarthy dönemini öven biri Before Watchmen'de bir değil iki değil tam üç karakterin yazarlığını yapıyor (  Before Watchmen tamamlanır tamamlanmaz üzerinden geçeceğim ) .  FF için daha fazlasını konuşmaya lüzum yok , son savaşta Reed Richards'ı rezil ettik bari karısını kurtarsında biraz imajını kurtaralım demişler. Birde Sue'nun kendisine zâfı olan Namor'dan yardım isteyişi var Cap.'ın isteğiyle. Evet atlantislileride savaşa bulaştırıp diplomatik kriz çıkarmayı göze alarak, Cap. sen ne biçim vatanseversin utan kendinden :) . Atlantisliler savaşın sonuda görünüp kriz yaratmayı göze alıyorlar ama onlar tek değil bu yüzden bir sonraki soruna geliyoruz.



Kara Panter ve Saçma Sapan Irkçılık Temaları

Saçma sapan ırkçılık teması nasıl yapılır derseniz Kara Panter'i okumanız gerekli. Kara Panter (Black Panther) ,teknolojik olarak çok üstün olan hayali ülke Wakanda'nın Kralı T'challa , itiraf ediyorum bu karakter konusunda hiç bilgim yoktu. Tanımadığım etmediğim bir karakter bir anda Civil War'da görüyorum hemde en ünlü X-men üyelerinden biri olan Stom ile evleniyor. Vay canına bu karakter bayağı önemli biriymiş bakalım buradaki performansı iyi ise karaktere ileride göz atarım diye düşünüyordum , tabi ki burada anlattığıma göre hiçte memnun kalmadım. Evet bu evlilik İç savaşın içinde geçiyor (hiçte iyi bir seçim değil kanımca) , bir düğün olduğu için kısa süreli ateşkes sağlanıyor her iki tarafta sorunlarını unutup bu tarafsız bölgede buluşuyorlar. Düğüne gelen ünlü isimlerde ayrı bir parodi neyse ondan bahsetmeyelim , X-men ve eski yeni çoğu Avengers üyesi düğünde bulunuyor , bu arada Wolverinde törende yerini alyor , İç savaşın başlarında Wolverin bütün fizik kurallarını bozuyor bu sayı, bir X-force sayısı ve ana İç savaş sayısı (Peter'ın kimliğini açıkladığı sayı) hepsinde görünüyor ama normalde Nitron'nun takibinde olması gerekli yayınları çıkış tarihlerine göre sıralasan nasıl bir saçma durum olduğu görülüyor. Neyse Panter-Storm çiftine dönelim evleniyorlar ve balayına Dr.Doom'un krallığı Latveria'ya davet ediliyorlar . Herşey ortada eklenecek birşey yok ve bu sayılar İç savaş dışı olduğu için bahsetmeme gerek yok , biz tekrardan savaşa dahil oldukları bölümlere dönelim. Ülkeye döner dönmez Panter ve Storm kayıt dışıları destekliyor görünüyorlar , yaptıkları ilk iş Namor'u ziyaret edip desteğini almaya çalışmak , balayınıda Dr.Doom'un ülkesinde geçirdiklerinden Amerikan hükümeti  bu durumlardan işkillenip çifti yakın takibe alırlar (Bir tür şer ittifakı endişesi :) ) .  Namor'dan destek gören çift daha fazla destek aramak amacıyla farklı kapılar çalarlar . Öncelikle Captain Britain'i denerler . Bu kısımın belkide İç Savaş Black Panther yayınlarındaki en iyi kısım olduğunu söyleyebilirim . Serinin yazarı Reginald Hudlin normalde sinamayla ilgilenen bir kişi gördüğüm sayılar boyunca çokta iyi ÇR yazarı izlenimi uyandırmadı , sürekli gerçek hayattaki insanları dahil edip saçma sapan şeylerle birşeyler yapmaya çalışıyor. Düğüne Bush, Fidel Castro, Nelson Mandela gibi isimlerin gelmesi üçünün bulunmasının absürtlüğünü bir kenara bırakalım birde ünlü talk şovcu Operah katılıyor ve herkezden çok ilgi görüyor(Bu adam çizgiromanları ciddiye alıyor mu acaba ?) . Birde Namorla konuşmalarında Panterin krallığının geçmişte ünlü Siyah amerikalılara verdiği destek konuşuluyor ki bana iğrite edici geldi böyle Martin Luther King , Malcom X gibi simgelerin dolgu aracı olarak kullanılması rahatsız edici. Hemen Captain Britain'in onlarla dialoğuna geçeyim , Captain Britain İngiltere'nin yerel kahramanı olduğundan başka ülkenin iç sorununa karışmak istemez ayrıca çifte neden bu işe karışıyorsunuz diye sorar sonuçta onlarda başka ülkenin kral ve kraliçesi , çiftin cevabı çünkü yasa yanlış biz tarafsız bir şekilde oturamayız diye cevap verirler. Britain burada kötü adamlara karşı savaşmıyoruz Tony Stark ve Reed Richards gibi onurlu adamlarla savaşmaktan bahsediyorsunuz diyor , cevapsa hükümet her zaman süper güçlülerden korkuyor bu onları hapsetme hakkı vermez der Britain ise işte önemli nokta bu insanlar bizden korkuyor bu korkuyu azaltmamız gerekiyor der Storm'da haksızlıklar pahasına olmamalı diye cevap verir ve Britain cevabı yapıştırır Xavier X-men'i insanlara mutantların korkulacak kişiler olmadığnı göstermek için kurduğunu söyler. Tartışma böylece sonuçlanır Storm beni hayal kırıklığına uğrattın falan deyip ayrılırlar. Nasıl oluyorsa çift yasanın kötü bir yasa olduğuna ikna olmuşlar ve çatışmayı göze almış durumdalar. Daha sonra Panterin birkaç tuhaf stratejik hamlesinden sonra (lobi yapmak ve Stark'ın şirketinin altını oyma çalışmaları) Storm'un eski ekibi X-men'den yardım istemesi anlatılır. Emma Frost ,  zaten Scarlet Witch'in gerçekliği değiştirme hadisesinden dolayı (M day saçmalığı , çok salakça işlenen bir diğer öykü )  mutantların göz önünde olduğunu ve başka süper güçlülerinde sorun yaratabileceğini insanların görmesi için bir fırsat olduğunu söyleyerek bu işe karışmayacaklarını söyler. Storm , insanlar bunları görmesi için sessiz kalıp birlikte savaştığımız dostlarımıza yardım etmeyecekmiyiz der (Kayıt tarafında eski dostları yok sanki) , Emma'nın cevabı ise evet karışmayacağız olur. Storm bunu Pantere anlatırken benim liderliğimde böyle şeyler olmazdı diyor , şimdi bunun hakkında birşey söylemek istiyorum , Storm senin liderlik dönemini okumadım ama mutantları kendinin haklı olduğunu düşündüğün taraf için hükümete karşı savaşa sokmayı düşünüyorsan liderliğin cidden berbatmış . Daha sonra çift Beyaz saraya başkanla görüşmeye gidiyor , beyaz sarayın önünde ise bunları karşılayan bir kalabalık toplanmış ve hepsi siyah amerikalılar. İlginç bir şekilde monarşistler özgürlük simgesi olarak gösteriliyor. Beyaz sarayın içinde ise Storm'un babası amerikan olduğundan ancak kayıt olursa başkanla görüşebileceğini söylüyorlar , elbette çift buna çok kızıp beyaz sarayı terk ediyorlar bundan sonrası ise tamamen saçmalık kısaca geçersem , çifti karşılamaya gelen kalabalıkta arbede oluyor , bir kız babasının omzundan düşüyor, storm gücünü kullanıyor, sentineller onu tutuklamaya geliyor, kavga çıkıyor, Ironman karışıyor , kavga büyüyor falan filan. Sonuçta Panter artık bende bu olaya müdahilim deyip o sayıyı bitiriyorlar. Sonraki sayıda Goliath'ın ailesiyle birlikte Goliath'ın mezarını ziyaret ediyorlar (Hmm Frontline'da bir kahraman ölmüştü kayıt tarafındaki o kimdi yav ? Amaân benden başka kimsenin umursadığı yok zaten :) ) . İlginç bir şekilde Goliath'ın kızkardeşi abisinin siyah olduğu için öldürüldüğünü söylüyor , babası buna inanmak istemediğini söylüyor sonrasında , gazeteciler geliyor Panter ve aile yasa karşıtı görüşler bildiriyor , daha sonra ise tamamen beyaz amerikalıların bu tip yorumlara karşı bildirdikleri görüşler var . Yani işi basbaya ayrımcılığa sokmaya çalışıyorlar fakat İç savaşın bununla uzaktan yakından ilgisi yok . Panter'in bu şekilde Amerirkan işlerine burnunu sokması ülkesi Wakanda içinde homurtulara neden olur , kongre özellikle kraliçeye tepkilidir ve bu hareketlerin sonuçları olarak Amerika-Wakanda ilişkileri iyice gerildiğinden savaş olasılığını seslendirirler. Panter ise bu bütün dünyayı etkileyen sorun Amerikada şimdi adım atılmazsa ilerde halk güvenliğini sağlayacağız söylemleri tüm dünyaya yayılacak diye cevap verir . Bir bu eksikti Amerikanın Afganistan , Irak işgallerindeki özgürlük getiriyoruz söylemlerine eleştiri yapma çalışması , bunun hikayede yeri var mı? Cevap hayır yok . Devamını getirecekmisin? Cevap hayır  , o zaman ne diye bahsediyorsun!  Ayrıca savaş olayıda ciddiye biniyor , adam ülkesini gerçektende riske atıyor, sorumsuzluğun zirvesi , gelmiş başka bir ülkede isyan çıkaranlara açık açık destek veriyor , bildiğin suç işliyor ve ülkesini Amerika ile savaşın eşiğine getiriyor bravo . Neyse artık kısa keselim Panter hemen Cap. tarafındakilerle buluşur , onlara teknolojik avantaj sağlar . Negative Zone baskını başlar , Wakanda elçilik binasında olaylar oluşur , Storm'un karşısına Clor'u çıkarırlar (Clor hakikatende  söyledikleri gibi ırkçı bir robotmuş :) ) , savaş şehrin göbeğinde devam eder sonra Storm Sue'nun yardımıyla Clor'a hasar verir bundan sonrasını Hercules devralır iki kadında güreş izler gibi onu izlerler "oo ne güzel kroşe , ne yumruk ama" nidalarıyla ( ciddi bir event okuyoruz hatırlatırım :)) . Sue kocasını aramaya giderken Hercules Clor'un işini bitirir ve tam Storm Panteri aramaya çıkarken Panter yanına gelir , "bir sorunumuz var Cap. savaşı bırakıp teslim oldu , artık yanlız başınayız " der ve Panterin İç savaş hikayesi sona erer. İç savaş boyunca Black Panter yayınının her tarafından dandiklik akıyor , sondaki olan olayların hiç ana kitapta geçmediğini bir kenara bırakalım , yazarların gerçektende birbirinin yazdığından haberi yok mu? Birlikte oturupta etraflıca hazırlamaları gereken olayı, hepsi kafasına göre bir tarafa çekiyor . Meğer Clor Hercules ile dövüşmeden önce Stormla dövüşmüş bu yüzden , kolayca ezildi diye bir açıklama yapmaya çalışıyorlar ama ana öyküde hiç öyle bir boşluk anı yok Hercules direk dalıp canına okuyor. Ayrıca verilmeye çalışılan ırkçılık ve ayrımcılık mesajları tamamen skandal. Gerçektende kayıt tarafında hiç siyahi bir kahraman yok , birtek Bishop var onada bir siyahi kahraman saldırdıktan sonra satılık diyor ırkı ön plana çıkararak. Bu hikaye ne hikayesi kahramanların fikir ayrılığına düşmesi olayı mı yoksa ırkçılık üzerine mi ? Eğer ırkçılık üzerineyse neden okurlara sen hangi taraftasın diye soruyorsun ırkçı tarafın desteklenmesini mi umuyorsun ? Burada kesip bir sonraki bölümde artık finale gelelim ve hikayedeki ana problemlerle olayı kapatalım.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder